18 Mayıs 2012 Cuma

Bir Çevirmen Miyav Dedi'ye Başlarken

Blogumun tüm takipçilerine bu yazımla merhaba demek istiyorum. Nicedir blog yazma düşüncesi aklımdaydı ama açık olmak gerekirse biraz çekiniyordum. "Acaba düzenli yazabilir miyim?", "Güncel tutabilir miyim blogumu?", "Takipçilerim olur mu?" gibi sorular vardı aklımda. Sonra bu soruları bir kenara bırakıp yazmaya karar verdim. Öyle ya, yazalım ve görelim, değil mi?
Bu blogu neden başlattım, diye merak edeceksiniz. Çok da uzun olmayan bir düşünce serüveninin neticesi aslında bu blog. Ama bunu anlatmadan önce sizlere kısacık kendimden söz edeyim.
Ben bir çevirmenim, aynı zamanda da çeviri üzerine araştırma yapan, bilim insanı olmaya çalışan genç bir araştırmacıyım. Kendimi tanıttığımda sıkça sorulan sorunun- "Ne araştırıyorsun?"- cevabını siz daha sormadan vereyim. Türkiye'de web sitesi çevirilerinde rol alan kişileri ve bunların arasındaki ilişkiyi araştırıyorum. İlk anda bu herkese biraz yabancı ya da soyut geliyor. Öyle ya, çeviribilim denen bilim dalı şunun şurasında kaç senedir Türkiye'ye tanınıyor ki, bir de bu alanda yapılan araştırmalar bilinsin. Araştırma konumu şöyle açabilirim. Örneğin çok uluslu şirketlerin Türkçe web sitelerine giriyorsunuz. Bu siteler aslında Türkçe olarak sil baştan hazırlanmıyor. Bir metinden Türkçe'ye çevriliyor. İşte ben bu işin başlangıcından tamamlanmasına kadar kimler hangi işleri yapıyor ve bu kişiler birbirleriyle nasıl bir ilişki içindeler onu görmeye çalışıyorum. İşte yazmakta olduğum doktora tezini kısaca özetledim size.
Tabii araştırmalarım bununla sınırlı değil. Çevirmenlerin kullandıkları yazılımları araştırıyorum ya da çeviri kuramı üzerinde düşünüyorum ve yayın yapmaya gayret ediyorum. Kısacası üç ana konu üzerinde yoğunlaştım:   yerelleştirme (web sitesi ve yazılımların çevirisi anlamında), çeviri teknolojisi ve çeviri kuramı.
Araştırmacıyım dedim ama çeviri yapmaktan geri durmuyorum. Çünkü bence bir çeviri araştırmacısının çeviri üzerine konuşabilmesi, yazabilmesi için bizzat çeviri yapıyor olması gerek. Uzaktan bakıp betimlemekle sınırlı kaldığınızda gerçeklikten kopma ihtimaliniz oldukça yüksek.
Bu blogu oluşturma amacıma dönersem. İstedim ki, düşündüklerimi sadece bilimsel yayınlarımda değil daha gayri-resmi ortamlarda da yazayım ki belki çeviriyi yaptıran, çeviri okuyan insanlar bana kulak verir. Çünkü bence Türkiye'de popüler bilim en azından çeviribilim söz konusu olduğunda halka ulaşamadı. Biz hala "fil dişi kulemizde bilim yapıyoruz". Eğer parçası olduğum Türk toplumunda insanlar hala çevirinin ne olduğunu bilmiyorsa bence bu büyük ölçüde biz araştırmacıların kabahati. Yani bence toplum bizi anlasın demeden önce çeviribilimciler olarak biz derdimizi topluma bir anlatırsak, toplum da bizi anlamak için tek bir adım da olsa atar diye düşünüyorum.
Bu blogda çeviri üzerine düşündüklerimi yazacağım, Dileyen okur, beğenir, beğenmez, muhalefet eder, dileyen okumaz. O okuyucunun bileceği iş. Umarım bir parçacık olsun çeviribilimin topluma ulaşmasına katkıda bulunurum. Sağlıkla, keyifle kalın. Görüşmek üzere!