Geçtiğimiz hafta sektörde giderek yaygınlaşan
bir çeviri programı üzerine eğitim semineri yaptık. Programın adı MemoQ ama bu
yazının odağı MemoQ değil, belki ileride yazacağım bir yazının konusu
olur. Eğitimi geçen seneki mezunlarımızdan Akif Can Taşkent verdi. Akif,
Link Translations Türkiye’de proje yöneticiliği yapıyor. Aynı zamanda çeviri
teknolojileriyle yakından ilgili bir teknik çevirmen. En önemli özelliklerinden
biri ise öğrenmeye ve öğrendiklerini paylaşmaya oldukça istekli bir yaşam boyu
öğrenci olması.
Geçen sene güz
döneminde Akif'e böyle bir eğitim semineri yapmayı teklif etmiştim ama araya giren sınav dönemi, mekân bulma sıkıntısı derken önce eğitimi bahara ertelemedik sonra da fikir aklımızdan uçtu gitti. Kısmet bu
seneyeymiş anlaşılan çünkü teklif bu sefer Akif’ten geldi. Hiç ertelemeden
hazırlıklara giriştik. On iki kişilik bir dinleyici grubuyla 15 Aralık’ta
eğitimimizi gerçekleştik. Gayet de verimli geçti. Katılan öğrencilerin ilgisi
memnun ediciydi. Tamamı son ana kadar kalıp dinlediler. Aslında daha
erken saatlerde ve daha konforlu bir ortamda yapabilsek bu tür eğitimlere
katılım çok daha yüksek olacak. Ancak devlet üniversitelerinin sınırlı
olanaklarıyla bu kadarını yapabiliyoruz ve bu da bir şey! Boş durmuyoruz!
Akif’in yanı sıra bugüne kadar başka
mezunlarımız da oldu bölümümüze katkıda bulunan. Hızlıca aklıma gelen birkaç
isim Merve Göden ve Hasan Alkan. Onlar da çalışma hayatında artırdıkları bilgi birikimlerini
tekrar üniversiteye getirdiler.
Bunları düşünürken kendime sordum: Neden?
Neden bir insan hiçbir ücret almadan işinden, özel hayatından vakit ayırıp eğitim
vermeye gider ki? Galiba o sorunun cevabı şu: İnsan her şeyi para için
yapmıyor. Bir kere bilgimizi paylaşmayı seviyoruz. Bu, insana tarifi güç bir
huzur, bir rahatlama veriyor bence. Aldığınızı geri vermenin,
biriktirdiklerinizi paylaşmanın verdiği huzur gibi. Yol göstermeyi seviyorsanız,
sizden sonrakilerin sizin geçtiğiniz yollardan daha kolay geçmesini ya da en
azından sizin uğraştığınız güçlüklerle uğraşmamasını istiyorsanız. Onlar sizden
daha başarılı olsun, daha iyi olsun istiyorsanız ve olabileceklerinize de
inancınız varsa. Ve hala umudunuz varsa, dünyanın daha iyi bir yer
olabileceğine dair…
Biraz hızlı bir kapanış olacak belki ama buyurunuz
efendim, kapımız her zaman açık. Bugünkü başarınıza katkıda
bulunan kurumlar varsa onları hatırlayın ve geri dönün. Bu sefer öğrenmek için
değil, öğretmek için... Birbirimize ihtiyacımız var, hele ki bu zor günlerde. Buyurun gelin, paylaşalım, dayanışalım, huzur bulalım. Belki o
paylaşımlardan yeni fikirler, yeni projeler de çıkar.
Not: Aşağıda eğitimden birkaç fotoğraf paylaşıyorum.