Dün akşam Instagram hesabım üzerinden İngilizce Öğretmeni arkadaşım Tutku Önder ile bir canlı yayın gerçekleştirdik. Tutku Çorum Anadolu Lisesinden arkadaşım. Aynı sıralarda oturduk, öğrendik, aynı sokaklarda yürüdük, eğlendik, birlikte güldük, eğlendik. Özetle çokça zaman geçirdik ve geçmişi anarken onu hep güzelliklerle hatırlarım.
Tutku çok vefalı
bir dostum ve aynı zamanda çok emektar bir öğretmen. Çorum Mehmehçik Anadolu
Lisesinde çalışıyor. Öğrencilerinin geleceğe ilişkin tercihlerini kendine dert
edinmiş bir eğitimci. Onların kendisiyle benzer yollardan geçerken daha geniş
bir vizyonla yol almasını ve onun yaptığı hataları yapmamasını çok önemsiyor.
Erasmus programı kapsamında çok güzel projelere imza atmış ve bence Çorum’un
gururu eğitmenler arasında ön sıralarda yer alıyor. İyi ki var böyle değerler
ve iyi ki Türkiye’deki tüm olumsuzluklara rağmen gençlere umut olmaya ve onları
desteklemeye devam ediyorlar.
Tutku’yla canlı
yayınımızda öğrencilerin geleceğe ilişkin kaygılarını konuşurken galiba hayat
tekerrürden ibaret dedim. Dünya değişse de dertler aynı kalıyor. Gençler
garanti bir mesleğe sahip olmak, özgür olmak, az yorulmak ama çok kazanmak ve
hayattan keyif almak istiyorlar. Öyle iyi anlıyorum ki. Yaşamımızdaki tüm olumsuzluklara
rağmen mücadele etmeye devam ediyorlar ve bu hepimiz için gerçekten çok umut
verici.
Peki, hangi
yoldan gitmeli? Yabancı dil üzerine bir bölümde okuyacaklarsa öğretmenlik mi
yazmalı, mütercim-tercümanlık mı, dilbilim mi, dil edebiyat mı, kültür
çalışmaları mı? Peki, hangisine puanımız yetecek? Sınav günü her şey yolunda
gidecek mi, sınava konsantre olabilecekler mi, sağlıkları yerinde olacak mı, şansları
yaver gidecek mi? Sadece bu kaygı verici sorulara odaklanmak ve kendimizi
geleceğe dair stresle boğuşurken bulmak mümkün. Bu tür kaygı ve korkuları hiç
eleştirmiyorum, yargılamıyorum ve elimden geldiğince empatiyle yaklaşmaya
çalışıyorum.
Peki, tüm bu
sorulara verilebilecek kısa bir cevap var mı? Bence var. İnanç çok önemli çünkü
inandıklarımı yaşıyoruz, inandıklarımızı çekiyoruz hayatımıza. Adeta
inançlarımızla iç dünyamızdan evrene davetiyeler yolluyoruz. Bu yüzden
kendimizi nasıl gördüğümüz ve hayattan ne beklediğimiz çok önemli. Ne
bekleyebiliriz peki? Ne kadarını istemeye hakkımız var? Hep dile getiriyorum.
Hayatla işbirliği yapın. Evren, hayat sizin aleyhinize değil lehinize bir düzen
sunuyor. İsteklerimiz, beklentilerimiz ve umutlarımızla şimdiyi ve geleceği ya
da belki de en doğrusu anı yaratıyoruz. Bunun için ne istediğimize, ne
beklediğimize ve ne için umut beslediğimize zaman ayırmak çok önemli. Bazen
hayat koşturmacası içinde ders dinlemeye, ödev yapmaya, sınavlara hazırlanmaya,
satın alacağımız kitapları araştırmaya çokça zaman ayırıyoruz ama “Ben hayattan
ne bekliyorum?” sorusu üzerinde yeterince durmuyoruz. Hâlbuki hayata dair
planlar yapmadan, aksiyon almadan önce ne yaşamak, neyi deneyimlemek
istediğimize odaklanmak, cevaplara ulaşmak ve bu cevapları beynimize net bir
şekilde kodlamak çok çok önemli. Çünkü bu kodlar planlarımızı ve adımlarımızı
biçimlendiriyor.
Peki, bunları
yaptıysak kesinlikle istediğimiz hedefe ulaşacak mıyız? Hedef garanti mi?
Değil. Bazen hedeflere tam istediğimiz zamanda ulaşırız, bazen biraz gecikmeli
ulaşırız, bazen de hedefe varamayız. Burada durup hatırlamak gereken önemli bir
kavram var, o da teslimiyet. Yani istedim ama olmadı. E o zaman da belki
hayatın sizin için bir bildiği, sizin gözünüzden kaçırdığınız ve artık almanız
gereken bir ders vardır. Yani bence evren, hayat sizi cezalandırmaz. Sadece bazen
keyifle öğreniriz, bazen de acıyla. İkisi hayatın olmazsa olmazı, tuzu biberi.
Acı olmadan keyfi, keyif olmadan acıyı kavrayamıyoruz. Karşıtlıklar ve
ikilikler dünyasında yaşıyoruz. Biri olmadan diğeri, diğeri olmadan biri hayat
bulamıyor. O zaman hem keyfe hem acıya kucak açmak ve her ikisini sunan
deneyimlerimize de merakla bakmak lazım. O zaman bir kez daha aynı soruyu
soralım: Öğretmenlik mi yazmalı, mütercim-tercümanlık mı, dilbilim mi, dil
edebiyat mı, kültür çalışmaları mı? Bilmem J Sen hangisini deneyimlemek istersin genç
arkadaşım? Bu kararı ancak sen verebilirsin? Biz eğitimcilere düşense senin bu
kararı alma, tercihini yapma yolculuğunda sana rehberlik etmek. Unutma! Hayat
senin, karar senin, bilgelik sende! Biz senin bilgeliğine birazcık katkıda
bulunmak için hayatına giren rehberleriz. Hiçbir karşılaşma nedensiz değil.
Eğer canlı yayında karşılaştıysak, yani gelip bizi dinlediysen mutlaka bir
nedeni var. Sor kendine, acaba neden o akşam o ekranın karşısında bizi
dinledin. Merakla bak bakalım, neler gelecek aklına?
Instagram kullanıcı adım: sinemcanm
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder