6 Aralık 2024 Cuma

Benden çeviribilimci olur mu?

Çeviri eğitimi alan her öğrenci çevirmen olmuyor, olmak zorunda da değil. Çeviri eğitimi bize çokça kariyer kapısı aralıyor. Bu aralanan kapılardan şöyle bir içeri uzanıp “Bir arkadaşa bakıp çıkacağım” demek mümkün olduğu gibi içeride biraz vakit geçirip çıkmak ya da orada uzun uzun kalmak da mümkün. Değişim için hiçbir zaman geç değil.

Ben çeviribilim kapısını araladığımda niyetim bir arkadaşa bakıp çıkmaktı, sonradan kalmaya karar verdim. Lisans eğitimim ve stajım esnasında çeviri piyasasına dair yaptığım kısıtlı gözlemler beni çeviriye ilişkin dert sahibi yaptı ve bilim insanı olmak adına ilk adımı atmış oldum. Yani eğer çevirinin bilimini yapacaksanız çeviri gerçekliğine ilişkin bir miktar gözlem yapmak ve bunlardan bazıları konusunda dertlenmek şart. Neden böyle diyorum? Yüksek lisans mülakatına girdiğimde biraz kendimden, çeviri deneyimimden, hayallerimden bahsetmiştim ki can alıcı soru geldi. Sene 2005 yani bundan 19 sene öncesi. Değerli hocam Prof. Dr. Necdet Neydim halen unutmadığım, o anlamlı soruyu sordu. Sözcükleri birebir hatırlamasam da şuna benzer bir soruydu: “Evladım, senin derdin ne?” Ooo dert bende, dermen nerede? Dermanı bilmem ama dertlenecek yer arıyorsanız bence çeviribilim kapısını bir deneyin, derdinizi dinleyenler olabilir.

Niyetim yüksek lisans yapıp sektördeki yolculuğuna devam etmekti ama pek sevdim bu dert anlatma işini ve kalmaya karar verdim. Hikaye bundan ibaret değil. Dert sahibi olmak yetmiyor, bir de o derdi anlamlandırmak için sorgulayıcı bir yaklaşımınızın olması lazım. Ben “Niye böyle?” diye sormayı sevenlerdenim. Hatta sevgili annem “Sen çok düşünüyorsun, neden, neden. Bu kadar düşünme. Öyle. Beynini çok yoruyorsun, valla biz bu kadar sorgulamıyoruz.” derdi. Bu konuda bazı şüphelerim var. Genlerimi el kapısından almış olamam, beni camii avlusundan almadığınıza göre. Bence bir yerde bu huyum anne babama bağlanıyor olmalı. Yoksa sorgulamayı kimden öğrenmiş olabilirim? Evet, çok sorgulamak bazen yorucu ama bilim yapayım diyorsanız çeviriye dair dertlerinizi sorgulamanız lazım.

Çeviriyi sorgulayanlar bir vakit kural koyucu iken, yani çeviri şöyle olmalı böyle olmalı derken, sonradan betimleyici bir bakış açısı nam salmış ve biz o bakış açısından beslendik. Önce var olanı elinizden geldiğince nesnel bir şekilde betimliyorsunuz, sonra da o gördüğünüz, üzerine düşündüğünüz şeyi açıklamaya çalışıyorsunuz. Neden öyle, ne zaman öyle, ne için öyle, işin içinde kimler ve neler var, bu gördüklerinizden bir genellemeye varılabilir mi? Ve açıklamalarınızdan yola çıkarak geleceğe ilişkin ön görülerde bulunmak mümkün mü? Bu tür sorulara kafa yoruyorsunuz.

Sorduğunuz soruların cevaplarını düşünürken ve bulduğunuz cevapları açıklarken bir bakış açısına ihtiyacınız var. Buna da kuramsal ve kavramsal çerçeve diyoruz. Tamam, bir şeyler gördünüz görmesine ama bu gördüklerinizi anlamlandırmak için gözünüzde bir mercek var. Neticede herkes baktığı şeyden farklı bir anlam çıkarıyor, hepimizin algısı farklı ve o algıyı yönlendiren bir bakma şekli, bir bakış açısı var. O bakış açısının gelişimi için farklı bakış açılarından yani literatürden beslenmeniz lazım. Kim nereden nasıl bakıyor, ne görüyor? Siz nereden, nasıl bakıyorsunuz? Ve bu bakış açısı ister birinden alınmış olsun, ister kendi icadınız olsun oraya varana kadar birilerinin bakış açısından beslenmiş olmanız lazım. Bunu izah etmeniz bekliyor. Bilim kümülatif ilerler.

Bütün bunları yapabilmek içinse meraklı, algısı açık ve sakin bir gözlemci olmanız, sorgulayıcı ve detaylara önem veren bir zihne sahip olmanız, okumaktan ve metin oluşturmaktan keyif almanız ve bunları başarıyla yapmanız lazım. Araştırıyorum ama ötekilerin benim sorduğum sorular hakkında ne düşündüğü ilgilimi çekmiyor diyorsanız çeviribilimci olabilmek için değişmeniz gerekiyor. Ya da yazmak bana çok zor ya da sıkıcı geliyor, metin oluşturmakta pek başarılı değilim diyorsanız yine değişim şart.

Mezuniyete doğru yaklaşırken kariyer seçenekleriniz arasında yüksek lisans yapmak, bilim insanı olmak var ama karar vermekte zorlanıyorsanız soruna bir de benim gözümden bakın istedim. Belki siz de bir arkadaşa bakıp çıkacağım der sonra kalmaya karar verirsiniz. Herkesin bilimsel yolculuğu, hikayesi farklı. O yüzden imkan varsa karar vermeden önce başkalarının hikayelerini dinleyin. Bunun içinse biraz araştırma yapmak ve yakınınızdaki ya da erişebildiğiniz bilim insanlarından hikayelerini ve/veya sizinle ilgili görüşlerini dinlemek soruyu cevaplamada iyi bir başlangıç adımı olabilir.

Not: YouTube’da Anthony Pym tarafından dünya çapında tanınmış çeşitli çeviribilimcilerle yapılmış röportajlar var. Belki izlemeniz size faydalı olur. Ben Nord’un röportajını çok sevmiştim. Bağlantısı https://www.youtube.com/watch?v=lhzgOzkJ1sw&ab_channel=AnthonyPym. Bir de Ayşe Nihal Akbulut’un hazırladığı Türkiye’de Çeviribilim kitabı var ki bu kitapta Türkiye’de çeviribilimin kuruluşunda çok değerli roller üstlenmiş çok kıymetli çeviribilimcilerin röportajları var. Okumanızı tavsiye ederim.

1 yorum:

  1. Ne güzel anlatmışsın derdimizi, kalemine sağlık

    YanıtlaSil