3 Ekim 2023 Salı

Ama bir dene!

 Hayat önümüze bolca seçenek çıkaran bir yolculuk. Ve bu yolculukta seçimlerimizi yaparken bazen denemekten kaçınıyoruz önümüze konan yemekleri. Aslında belki de çocuklarımıza kazandırmamız gereken önemli alışkanlıklardan bir tanesi denemeden karar vermemek.

Denemeler, denemeler, denemeler… Bazısı keyif verici bazısı üzücü ve hayatın içinde keyif almak kadar üzülmek de var. Değerli bir dostumun dediği gibi denge karşıtlıklardan doğar. Sürekli bir keyif alma beklentisi içerisindeyseniz dengede değilsiniz demektir. Ya da üzüntüyü görmeden keyfin ne olduğunu nasıl bileceksiniz? Çünkü karşıtlıklar dünyasında bir şeyi karşıtıyla kıyaslayarak algılıyoruz. Beyazı siyaha olan benzerliği ve ondan farklılığıyla algıladığınız gibi.

Oğlumu büyütme yolculuğumda sıkça ağzımdan çıkan cümlelerden biri şu oldu: Ama bir dene. Çünkü denemeden bilemiyoruz. Bir başkasının deneyimi bizim deneyimizin yerini almıyor. Benim bir yemekten, bir oyundan, bir insandan aldığım keyifle seninki aynı olamaz. O zaman benim fikrim ne olursa olsun senin bu deneyimi bizzat yaşaman lazım bir karar verebilmek için. Beğendin mi, beğenmedin mi?

Çeviri eğitiminde de sıkça şunu söylüyorum öğrenme yolculuğumda bana eşlik eden arkadaşlarıma, öğrencilere: Bir dene. Çeviri işletmesinde çalışmak istemiyorum çünkü onlar hakkında …. diyorlar. Kim ne derse desin eğer tabağına bu konduysa bir dene, belki de çok keyif alacaksın bu deneyimden. Hele ki denemek istiyor ama korkuyorsan, çekiniyorsan tam da üstüne gitmen gereken noktadasın. Denemeden bilemezsin. Öğretmen derste anlatıyor. Arkadaşlar bugünün dünyası iş birliği üzerine kurulu. Rekabetin yerini iş birliği aldı ve etrafımız sayısız iş birliği örnekleriyle dolu. Instagram profilleri, düetler, ortak yazarlı yayınlar, çeviri projeleri, bilimsel projeler, ekip çalışmasına dayalı sanat ürünleri ve daha pek çoğu bize hep aynı şeyi söylüyor: Ekip çalışması sinerji yaratır ve bu sinerji bireysel çalışmadan daha verimlidir. O zaman denemek lazım mı? Tabağımıza konan bu yemeğe bir şans vermek lazım. Belki de severiz, belki az belki çok. Ve mutlaka bu deneyimden bir şeyler öğrenirsin, kendini tanırsın. Korkuyorum ve istemiyorum. Ben de oğluma dediğim gibi “Ama bir dene” diyorum çünkü denemeden bilemezsin.

Artık daha iyi biliyorum ki hayat sizin tabağınıza o yemeği koyduysa o yemek denenecek. Denemezseniz çok şey kaçıracaksınız, emin olun. Ve o yemek bir daha konacak önünüze, sizin direnciniz kırılana ve siz esneyene kadar. O zaman hayatın şarkısına bir kulak vermek lazım. Ne demeye geldin demek lazım karşınıza çıkana? Çünkü hayatta her şeyin bir nedeni vardır.

1 yorum: